Türkiye, 6 Şubat’ta karanlık bir sabaha uyandı… Merkez üstü Kahramanmaraş olan ve tam 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki iki başka zelzele ağır yaralar oluştururken, ülke insanı büyük bir kenetlenme örneği gösterdi. Bu milleti başarılarıyla gururlandıran atletleri ve spor adamları da yaraları sarmak için soluğu afet bölgesinde aldı. Osman Çakmak onlardan yalnızca biri…
Ampute Ulusal Grubu ile hem oyuncu hem de teknik yönetici olarak 2 Avrupa Şampiyonluğu ve geçen yıl Dünya Kupası Şampiyonluğu yaşayan Osman hoca yaşananlarla alakalı Sabah’ın sorduğu soruları, Kavut ailesinin sarsıntı çadırından cevapladı. İşte Çakmak’ın Sabah’taki o röportajı;
BİZ GÜÇLÜ BİR MİLLETİZ
“Şunu bir sefer daha gördüm ki biz güçlü bir milletiz. Güçlü bir karakterimiz var. Herkes yardım etmek istiyor. Beşerler hakikaten sıkıntı bir durumda fakat güçlü bir devletimiz var. Konteynerlar, AFAD çadırları kuruluyor.”
NAKDİ YARDIMLAR ÇOK DEĞERLİ…
“Çadır kentlere yerleşenler var ancak yerleşemeyenler de var. Bu insanların diğer bir yere götürülmesi ve orada konutlara yerleştirilmesi gerek. Onun için yardımların devlet üzerinden yapılması kural. Bu türlü olursa bu paralar kentsel dönüşümde kullanılabilir. O yüzden nakdi yardım kıymetli. Biz bir şeyler yapıyoruz halk olarak güçlüyüz fakat devlet hepimizden daha büyük ve daha güçlü. Biz yarın işlerimize döneceğiz fakat devletin eli burada olacak.”
SPOR SALONU MARKET OLDU
Hatay’ın Yayladağı ilçesindeki kapalı spor salonunun markete çevrildiğini belirten Çakmak, “Ankara’dan 7 tırla geldik. Bizim aldıklarımız dışında kıymetli insanların gönderdiklerini de halka iletmek için uğraşıyoruz. 5 tırı dağıttık kalan 2 tırlık gereç ile marketi kurduk. İnsanlarımız sağ olsunlar kendi meskenlerine kendi çocuklarına hangi çikolatadan, hangi sütten alıyorsa onları göndermişler. Peynirlerin, bakliyatın en düzgününü almışlar” bilgisini verdi.
‘AMCA SOBADA EKMEK ISITAYIM’
Osman hocaya ‘Çocuklar nasıl, onların psikolojisi yerinde mi?’ diye sorduk, hocanın karşılığı şöyle oldu: “Çocuklar çok günahsız. Beni duygulandıran bir olay oldu. Hava karardı ayrılacağız, yardım götürdüklerimizden bir tanesi ‘Amca sen de bizimle gelecek misin?’ diye sordu. ‘Ben sabah kahvaltı etmeye geleceğim. Birlikte kahvaltı ederiz’ dedim. Bana ‘O vakit sana sobanın üstünde ekmek ısıtayım’ dedi. Bu konuşma beni o denli etkiledi ki, tesirinden kurtulamıyorum.”
ÇAY İÇİRMEDEN BIRAKMIYORLAR
“Biz çadıra tüp getiriyoruz, soba kuruyoruz. Onlar da sobasının üstünde kaynattığı çayı bize ikram ediyor. İçmeden bırakmıyor. Biz bu türlü aziz istekli bir milletiz.”
